İştirak nafakası, çocuğun temel ihtiyaçlarını karşılamak ve gelecekteki eğitim, sağlık ve yaşam standartlarını koruma altına almak amacıyla hükmedilen bir nafaka türüdür. Bu nafaka, müşterek çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Ancak, bazı istisnai durumlarda, çocuğun yükseköğrenim görmesi, özel bir sağlık desteğine ihtiyaç duyması veya benzeri sebeplerle ergin olduktan sonra da iştirak nafakasının devamı talep edilebilir.
Türk Medeni Kanunu’nun ilgili hükümlerine göre, müşterek çocukların bakım, eğitim ve korunmasına ilişkin yükümlülük, anne ve babanın ortak sorumluluğundadır. İştirak nafakasının temel amacı, çocukların boşanma veya ayrılık sonrası maddi mağduriyet yaşamasını önlemek ve onların üstün yararını gözetmektir. Bu nafaka türü, müşterek çocukların sağlık, eğitim, barınma ve diğer yaşamsal giderlerine mali gücü oranında katkıda bulunmasını sağlamak amacıyla velayeti almayan ebeveyn tarafından ödenir.
İştirak Nafakası Nasıl Talep Edilir?
İştirak nafakası, müşterek çocuğun temel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla hükmedilen bir nafaka türüdür ve çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Bu nafaka, boşanma davası sürecinde talep edilebileceği gibi, boşanma kesinleştikten sonra da ayrıca açılacak bir dava ile istenebilir. Bunun yanı sıra, babalık davası kapsamında da iştirak nafakasına hükmedilmesi mümkündür.
İştirak nafakası kamu düzenine ilişkin olduğundan, yoksulluk nafakasından farklı olarak belirli bir hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresine tabi değildir. Boşanma davasında talep edilmemiş olsa bile, çocuğun ergin olmasına kadar her zaman iştirak nafakası davası açılabilir. Ancak, çocuğun 18 yaşını doldurmasından sonra geçmişe yönelik iştirak nafakası talep edilemez. Bu nedenle, hak kayıplarının önüne geçmek için boşanma sonrası gecikmeden iştirak nafakası talebinde bulunulması önemlidir.
İştirak Nafakasının Boşanma Sonrası Talep Edilmesi
Eğer boşanma davasında iştirak nafakasına hükmedilmemişse, boşanma kesinleştikten sonra ayrı bir dava açılarak iştirak nafakası talep edilebilir. Boşanma davası sırasında iştirak nafakası kararı verilmemiş olması, çocuğun bu haktan mahrum kalacağı anlamına gelmez.
- Yoksulluk nafakasının aksine, iştirak nafakası için herhangi bir hak düşürücü süre bulunmamaktadır.
- Müşterek çocuk 18 yaşını doldurana kadar iştirak nafakası talep edilebilir.
- Ancak çocuğun ergin olmasının ardından geriye dönük iştirak nafakası talep edilmesi mümkün değildir.
Hak kayıplarını önlemek için, boşanma davası sırasında iştirak nafakası talep edilmemişse, boşanma kesinleştikten sonra gecikmeden dava açılması önerilir.
Çekişmeli Boşanmada İştirak Nafakası
Çekişmeli boşanma davasında iştirak nafakası, velayet hakkını alan ebeveyn lehine hükmedilir. Nafaka ödemekle yükümlü olan eş, çocuğun yaşam giderlerine mali gücü oranında katkı sağlamakla sorumludur.
- Mahkeme, iştirak nafakası miktarını belirlerken tarafların ekonomik durumlarını, sosyal statülerini, refah düzeylerini ve çocuğun giderlerini dikkate alır.
- Nafakanın miktarı, çocuğun eğitim, barınma, sağlık ve genel bakım masrafları ile ebeveynlerin gelir düzeyine göre belirlenir.
- Yargılama sürecinde müşterek çocuğun geçici velayetinin kendisine bırakılmasını talep eden taraf, aynı zamanda tedbir nafakası talebinde de bulunabilir.
Çekişmeli boşanma davası uzun sürebileceği için, enflasyon gibi ekonomik değişkenler göz önüne alınarak nafaka miktarının belirlenmesi önemlidir.
Anlaşmalı Boşanmada İştirak Nafakası
Anlaşmalı boşanma davalarında, taraflar iştirak nafakası dahil tüm hukuki konular üzerinde serbestçe anlaşma sağlayabilir.
- Velayet, nafaka, tazminat, mal paylaşımı gibi konular anlaşmalı boşanma protokolü kapsamında düzenlenir.
- Hakim, protokolü inceleyerek gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir veya doğrudan tarafların uzlaşmasına uygun şekilde karar verebilir.
- Eğer protokolde iştirak nafakasına yer verilmemişse, hakim çocuğun üstün yararını korumak adına belirli bir miktar iştirak nafakasına hükmetmeyi önerebilir.
Taraflar, anlaşmalı boşanma sürecinde iştirak nafakasına yer vermemiş ve bu hususta bir uzlaşı sağlayamamışlarsa, mahkeme bu gerekçeyle boşanma davasını reddedebilir.
İştirak Nafakasının Babalık Davası ile Birlikte Talep Edilmesi
İştirak nafakası, çocuğun biyolojik babası tarafından ödenmesi gereken bir yükümlülüktür. Ancak, evlilik dışı doğan çocuklar için nafaka talep edebilmek adına öncelikle babalık davası açılması gerekmektedir.
- Soybağı kurulmadan iştirak nafakası talep edilemez.
- Babalık davası sırasında mahkeme, babalık ihtimalinin kuvvetli olması durumunda tedbir nafakası kararı alabilir.
- Eğer mahkeme babalık bağını tespit ederse, biyolojik baba iştirak nafakası ödemekle yükümlü hale gelir.
Türk Medeni Kanunu’nun 333. Maddesine Göre:
“Babalık davası ile birlikte nafaka istenir ve hâkim, babalık olasılığını kuvvetli bulursa, hükümden önce çocuğun ihtiyaçları için uygun bir nafakaya karar verebilir.”
Bu nedenle, evlilik dışı çocuklar için iştirak nafakası talep edilecekse, öncelikle babalık davası açılmalı ve soybağı ilişkisi resmen kurulmalıdır.
İştirak Nafakasının Boşanma Davası ile Birlikte Talep Edilmesi
İştirak nafakası, boşanma davası devam ederken de talep edilebilir. Uygulamada, boşanma davası açıldığında, müşterek çocukların maddi ihtiyaçlarının karşılanması için mahkemeden tedbir nafakası kararı talep edilir. Bu sayede:
- Yargılama devam ederken müşterek çocuğun bakım ve eğitim masrafları karşılanır.
- Boşanma kararı kesinleştiğinde, tedbir nafakası otomatik olarak iştirak nafakasına dönüşebilir.
İştirak nafakasının mahkeme tarafından hükmedilebilmesi için, nafaka talebinde bulunan ebeveynin çocuğun velayetini de almış olması gerekmektedir.
İştirak Nafakasının Miktarının Belirlenmesi
İştirak nafakasının miktarı belirlenirken, hem nafaka yükümlüsünün hem de çocuğun velayetini alan ebeveynin ekonomik ve sosyal durumu göz önünde bulundurulur. Mahkeme, çocuğun yaşamsal ihtiyaçlarını, eğitim, sağlık ve diğer temel giderlerini değerlendirerek hakkaniyete uygun bir nafaka miktarı belirler.
İştirak nafakasının hesaplanmasında dikkate alınan başlıca faktörler şunlardır:
- Nafaka yükümlüsü ebeveynin ekonomik durumu (geliri, borçları, mal varlığı vb.)
- Çocuğun temel giderleri (eğitim, sağlık, barınma, ulaşım, kıyafet, beslenme vb.)
- Velayeti alan ebeveynin mali durumu (çalışma durumu, geliri, ek destekleri)
- Çocuğun kendi geliri olup olmadığı (burs, miras, kira geliri vb.)
İştirak Nafakası Miktarı (2025 Güncel Verileri)
2025 yılı itibariyle mahkemeler, nafaka miktarını belirlerken asgari ücret ve enflasyon oranlarını göz önünde bulundurmaktadır. Türkiye’de 2025 yılı için asgari ücret net 17.002 TL olarak belirlenmiştir. Genellikle iştirak nafakası, nafaka yükümlüsünün gelirine bağlı olarak asgari ücretin %15 ila %30’u arasında hesaplanmaktadır.
Nafaka Yükümlüsünün Aylık Geliri | Tahmini İştirak Nafakası Miktarı (2025) |
---|---|
17.000 TL (Asgari Ücret) | 2.500 – 5.000 TL |
25.000 TL | 4.000 – 7.000 TL |
40.000 TL ve üzeri | 6.500 TL ve üzeri |
Not: Nafaka miktarı, her davanın özel koşullarına bağlı olarak değişiklik gösterebilir ve mahkeme tarafından artırılıp azaltılabilir.
Anlaşmalı Boşanmada İştirak Nafakası
Eğer boşanma anlaşmalı olarak gerçekleşiyorsa, taraflar nafakanın miktarı, ödeme şekli ve para birimi gibi konularda serbestçe anlaşabilirler. Ancak, bu anlaşma tek başına yeterli olmayıp, hakimin onayı ile hükme bağlanmalıdır. Hakim, çocuğun üstün yararını gözeterek tarafların belirlediği nafaka miktarını yeterli bulmazsa, kendi takdir yetkisini kullanarak miktarı artırabilir veya yeniden belirleyebilir.
Türk Medeni Kanunu’nun 330. maddesine göre iştirak nafakası her ay peşin olarak ödenir ve nafaka yükümlüsünün gelirine, çocuğun ihtiyaçlarına göre gerektiğinde artırılabilir veya mahkeme kararıyla kaldırılabilir.
Bu bilgiler ışığında, nafaka miktarı belirlenirken ekonomik şartların ve çocuğun gelişim sürecinin dikkate alınması büyük önem taşımaktadır.

İştirak Nafakasının Sona Ermesi
İştirak nafakası, belirli durumlarda kendiliğinden sona erer. Çocuğun ergin olması, nafaka yükümlüsünün vefatı, çocuğun hayatını kaybetmesi veya mahkeme tarafından nafakanın kaldırılması gibi hallerde iştirak nafakasına son verilir.
Çocuğun ergin sayılması genel olarak 18 yaşını doldurması anlamına gelir. Ancak Türk Medeni Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca, bazı istisnai durumlarda çocuk erginlik yaşına ulaşmadan da hukuken ergin kabul edilebilir. Örneğin, Türk Medeni Kanunu’nun 11. maddesine göre, 18 yaşını doldurmadan evlenen bir çocuk, hukuken ergin sayılır.
Türk Medeni Kanunu’nun 11. Maddesi:
“Erginlik, on sekiz yaşın doldurulmasıyla başlar.
Evlenme, kişiyi ergin kılar.”
Mahkeme tarafından iştirak nafakasının kaldırılmasına karar verilebilmesi için, nafakaya hükmedilmesine sebep olan koşulların değişmesi veya ortadan kalkması gerekmektedir. Yani çocuğun maddi ihtiyaçlarının sona ermesi veya artık nafaka ödeyen tarafın bu yükümlülüğü yerine getirmesinin mümkün olmaması gibi hallerde mahkemeye başvurularak nafakanın iptali talep edilebilir.
Türk Medeni Kanunu’nun 331. Maddesi:
“Durumun değişmesi hâlinde hâkim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirleyebilir veya nafakayı tamamen kaldırabilir.”
Buradan da anlaşılacağı üzere, iştirak nafakası alacaklısının (velayeti alan ebeveynin) evlenmesi, iştirak nafakasının sona erme nedenleri arasında yer almaz. Örneğin, yoksulluk nafakası alan bir kadının yeniden evlenmesi halinde yoksulluk nafakası otomatik olarak kesilir. Ancak bu kadın, müşterek çocukları için iştirak nafakası alıyorsa, yeni evliliği iştirak nafakasının sonlanmasına neden olmaz. Çünkü iştirak nafakası, çocukların eğitim, bakım ve geçim giderlerine katkı sağlamak amacıyla düzenlenmiştir ve ebeveynin medeni hali bu yükümlülüğü ortadan kaldırmaz.
Bu nedenle iştirak nafakası, yalnızca çocuğun ekonomik olarak bağımsız hale gelmesi, ergin olması veya mahkeme kararıyla kaldırılması halinde sona erer.