Velayetin değiştirilmesi, boşanma veya ayrılık sonrası çocuğun üstün yararını korumak amacıyla belirli şartlar altında mahkemeye taşınabilen hukuki bir süreçtir. Çocuğun hangi ebeveynde kalacağı, onun fiziksel, duygusal ve psikolojik gelişimi açısından büyük bir önem taşımaktadır. Ancak zaman içinde değişen yaşam koşulları, velayet kararlarının yeniden değerlendirilmesini gerektirebilir. Bu nedenle, Türk Medeni Kanunu çerçevesinde velayet hakkı kesin ve değiştirilemez bir karar olarak görülmemiş, belirli durumlarda değişikliğe imkan tanınmıştır.
Velayet değişikliği davası, çocuğun sağlıklı gelişimini güvence altına almak için açılan bir davadır. Mevcut velayet hakkına sahip ebeveynin çocuğa yeterli bakım ve ilgi göstermemesi, çocuğun gelişimini olumsuz etkileyen yeni durumların ortaya çıkması gibi nedenler, velayet kararının tekrar gözden geçirilmesini zorunlu kılabilir. Bu bağlamda, velayet hakkı bulunmayan ebeveyn, çocuğun menfaatlerinin zarar gördüğünü ya da velayet hakkının gereği gibi kullanılmadığını öne sürerek Aile Mahkemesi’ne başvurabilir.
Bu yazıda, velayetin değiştirilmesi davasına ilişkin yasal düzenlemeler, dava süreci ve mahkemelerin dikkate aldığı temel kriterler ayrıntılı olarak ele alınacaktır.
Velayetin Değiştirilmesi Davası Nedir?
Velayet, ebeveynlerin reşit olmayan çocukları üzerindeki bakım, eğitim, sağlık, koruma ve genel refahına yönelik hak ve yükümlülüklerini içeren hukuki bir statüdür. Türk Medeni Kanunu’na (TMK) göre, çocuğun üstün yararı göz önünde bulundurularak velayet hakkı belirlenir ve ebeveynlerden birine verilir. Ancak, zaman içerisinde değişen koşullar sebebiyle velayet hakkının yeniden değerlendirilmesi gerekebilir.
Velayetin Tanımı ve Türk Medeni Kanunu’ndaki Düzenlemeler
Türk Medeni Kanunu’nun 335. maddesi, çocuğun velayetinin ebeveynlere ait olduğunu düzenlemektedir. Kanunda bu durum şu şekilde belirtilmiştir:
“Ergin olmayan çocuk, anne ve babasının velayeti altındadır. Evlilik süresince velayet hakkı birlikte kullanılır. Ancak, evlilik sona erdiğinde hakim, çocuğun velayetini taraflardan birine verebilir.”
Bu hüküm doğrultusunda, evlilik devam ettiği sürece ebeveynler velayet hakkını ortak kullanırken, boşanma veya ayrılık gerçekleştiğinde mahkeme, çocuğun menfaatlerini göz önünde bulundurarak velayeti tek bir ebeveyne verebilir. Konuyla ilgili daha fazla bilgi edinmek için “Boşanma Sonrası Çocuğun Velayeti Kime Verilir?” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Velayetin Değiştirilmesi ve Hukuki Dayanaklar
Velayetin değiştirilmesi, çocuğun başlangıçta belirlenen velayet sahibi ebeveynden alınarak diğer ebeveyne verilmesi anlamına gelir. TMK’nın 183. ve 349. maddeleri, belirli koşullar altında velayetin değiştirilebileceğini düzenlemektedir.
TMK Kapsamında Velayetin Değiştirilmesi
Velayetin değiştirilmesi, çocuğun korunması ve üstün yararının sağlanması amacıyla, başlangıçta belirlenen velayet kararının güncellenmesini içeren bir hukuki süreçtir. Mevcut velayet sahibinin çocuğa yönelik sorumluluklarını yerine getirmemesi ya da çocuğun gelişimini olumsuz etkileyen durumların ortaya çıkması halinde, mahkeme velayetin değiştirilmesine karar verebilir.
TMK Madde 183 ve 349 Kapsamında Düzenlemeler
Velayetle ilgili olarak Türk Medeni Kanunu’nun 183. ve 349. maddeleri, çocuğun üstün yararını gözeterek velayet hakkının nasıl korunacağını ve hangi durumlarda değiştirilebileceğini düzenlemektedir.
TMK Madde 183:
“Ana ve babanın bakım ve gözetim yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmemesi veya çocuğun menfaatinin gerektirmesi hâlinde hâkim, resen veya talep üzerine gerekli önlemleri alır.”
TMK Madde 349:
“Velayet, çocuğun korunması için başka bir önlem yeterli olmadığı takdirde, ana veya babadan alınarak bir vasi atanması suretiyle kaldırılabilir.”
Bu hükümler doğrultusunda, velayeti elinde bulunduran ebeveynin çocuğun çıkarlarına aykırı hareket etmesi, gelişimine zarar verecek bir ortam yaratması veya velayet yükümlülüklerini yerine getirmemesi gibi durumlarda velayetin değiştirilmesi mümkün olmaktadır.
Velayetin Değiştirilmesi Davasının Koşulları
Velayetin değiştirilmesi davası, çocuğun üstün yararını koruma amacıyla açılan ve mevcut velayet sahibi ebeveynden alınarak diğer ebeveyne verilmesini sağlayan bir hukuki süreçtir. Ancak, velayet değişikliği talebinin kabul edilebilmesi için belirli şartların oluşması gerekmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 183, 335 ve 349. maddeleri, velayetin hangi durumlarda değiştirilebileceğine dair yasal çerçeveyi belirlemektedir.
📌 Çocuğun Menfaatlerinin Zarar Görmesi (TMK Madde 339 ve 346)
Velayetin değiştirilmesinin en önemli gerekçelerinden biri, çocuğun haklarının ve çıkarlarının korunmasıdır. Eğer çocuğun bakım, eğitim ve gelişim ihtiyaçları mevcut velayet sahibi tarafından yeterince karşılanmıyorsa, mahkeme velayetin değiştirilmesine karar verebilir. Bu tür davalarda, çocuğun durumunu değerlendirmek için psikolog ve sosyal hizmet uzmanlarının raporları önemli bir rol oynar.
📌 Ebeveynin Yeniden Evlilik Yapması (TMK Madde 348)
Velayet hakkına sahip ebeveynin yeniden evlenmesi, tek başına velayetin değiştirilmesi için yeterli bir gerekçe değildir. Ancak, bu yeni evliliğin çocuğun bakımına veya psikolojik gelişimine olumsuz etki etmesi halinde (örneğin, üvey ebeveynin çocuğa kötü davranması gibi durumlar), velayetin gözden geçirilmesi söz konusu olabilir. Mahkeme, çocuğun menfaatlerini ön planda tutarak bir değerlendirme yapar.
📌 Ebeveynin Farklı Bir Şehre veya Ülkeye Taşınması (TMK Madde 347)
Velayeti elinde bulunduran ebeveynin, çocuğun eğitimini ve sosyal yaşamını ciddi şekilde etkileyecek biçimde farklı bir şehre ya da ülkeye taşınması, velayetin yeniden değerlendirilmesine neden olabilir. Mahkeme, bu taşınmanın çocuğun hayatında nasıl bir değişikliğe yol açacağını analiz ederek karar verir.
Velayet Değişikliği Davasında Yargılama Süreci
Velayetin değiştirilmesi davası, basit yargılama usulü çerçevesinde yürütülen bir hukuk sürecidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 316. maddesi doğrultusunda düzenlenen bu usul, davanın hızlı ve etkin bir şekilde sonuçlandırılmasını sağlamaktadır. Bu nedenle, dilekçeler aşaması ve duruşmalar, diğer dava türlerine kıyasla daha kısa sürede tamamlanmaktadır.
Velayetin değiştirilmesi davasıyla ilgili önemli bir diğer konu ise, bu davalarda Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların temyiz edilememesidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2019/3013 Esas ve 2019/4091 Karar Sayılı İlamına Göre:
“Velayet değişikliği davalarının çekişmesiz yargı işi olarak değerlendirilmesi nedeniyle, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararlar nihai olup, bu kararlara karşı temyiz yolu kapalıdır. Bu doğrultuda, davalı ya da davacının temyiz başvurusunun reddedilmesi gerekmektedir.”
Bu karar doğrultusunda, velayetin değiştirilmesi davalarında yerel mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları kesin nitelik taşımakta olup, Yargıtay denetimine açık değildir.
Velayet Değişikliği Davasında Geçici Tedbirler
Velayetin değiştirilmesi davası devam ederken, çocuğun güvenliğini ve çıkarlarını korumak amacıyla mahkeme tarafından geçici tedbirler alınabilir. Bu tedbirler, çocuğun güvenliği, sağlığı, eğitimi veya psikolojik gelişimi açısından tehlike oluşturan durumlarda uygulanır. Türk Medeni Kanunu (TMK) ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) kapsamında mahkeme, gerekli gördüğünde re’sen ya da talep üzerine geçici tedbir kararı verebilir.
📌 Geçici Velayet Kararları Nasıl Alınır?
- Çocuk, fiziksel veya psikolojik olarak tehlikeli bir ortamda bulunuyorsa (örneğin, şiddet, ihmal veya kötü muameleye maruz kalıyorsa), mahkeme çocuğun korunması için geçici velayet değişikliği kararı verebilir.
- Geçici velayet kararı, mahkemenin kesin hükmü açıklanana kadar geçerli olur.
- Genellikle, geçici velayet kararları Aile Mahkemesi tarafından sosyal inceleme raporları ve uzman görüşleri doğrultusunda belirlenir.
📌 Örnek Durum:
Velayet hakkı annede olan bir çocuğun, annenin ilgisiz kalması veya fiziksel şiddet uyguladığına dair somut delillerin mahkemeye sunulması durumunda, mahkeme dava sonuçlanana kadar çocuğun geçici olarak babaya teslim edilmesine karar verebilir.
Velayet Değişikliği Davasında Nafaka ve Mali Yükümlülükler
Velayetin değiştirilmesi davası, çocuğun bakım, eğitim ve genel refahını doğrudan etkileyen mali yükümlülüklerde değişikliklere neden olabilir. Türk Medeni Kanunu (TMK) kapsamında, velayet değişikliği gerçekleştiğinde, iştirak nafakası başta olmak üzere çocuğa yönelik mali sorumluluklar yeniden gözden geçirilir.
📌 İştirak Nafakasında Değişiklik
İştirak nafakası, velayet hakkı kendisine verilmeyen ebeveynin, çocuğun bakım ve eğitim masraflarına katkı sağlaması amacıyla ödediği nafakadır.
- Velayet değiştiğinde, iştirak nafakasından sorumlu olan ebeveyn de değişebilir.
- Yeni velayet sahibi, diğer ebeveynden iştirak nafakası talep edebilir.
- Çocuğun yaşı, eğitim durumu ve ihtiyaçları göz önünde bulundurularak nafaka miktarı yeniden düzenlenebilir.
📍 Örnek: Çocuğun velayeti annedeyken nafaka ödeyen babanın, velayetin babaya geçmesi durumunda bu yükümlülüğü annesine geçebilir.
📌 Nafaka Miktarının Yeniden Belirlenmesi
Velayet değişikliği sonrasında, nafaka miktarında artış veya azalma yaşanabilir. Taraflar, mahkemeye başvurarak nafaka tutarının yeniden düzenlenmesini talep edebilir.
📍 Örnek: Çocuğun maddi durumu daha iyi olan bir ebeveynin velayetine geçmesi durumunda, mahkeme nafaka yükümlülüğünü tamamen kaldırabilir veya azaltabilir.
📌 Eğitim Giderleri ve Ek Masraflar
Velayet değişikliği nafaka yükümlülüğünü etkileyebilse de bazı özel harcamalar, velayet sahibi değişse bile devam edebilir. Çocuğun özel okul ücretleri, sağlık sigortası ve benzeri eğitim ve sağlık giderleri, velayet değişse dahi ödenmeye devam edebilir.
Mahkeme, tarafların ekonomik durumunu ve çocuğun ihtiyaçlarını dikkate alarak bu giderlerin nasıl paylaşılacağına karar verir.